TR |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Kampüs girişinde kaza: 1 ölü
Berk tarih 07.09.2009, 16:48 (UTC) | | Alınan bilgiye göre, sürücü Abdullah Çelik'in kullandığı 21 DS 812 plakalı midibüs Dicle Üniversitesi kampüsü girişinde Sait Dağ yönetimindeki 06 KPG 56 plakalı otomobil ile çarpıştı.
Kazada, otomobilde bulunan ve Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesinde hemşire olarak görev yapan Özlem Dağ olay yerinde hayatını kaybetti. Otomobil sürücü Sait Dağ ile midibüste bulunan 18 kişi de yaralandı.
Yaralılar, Diyarbakır'daki çeşitli hastanelerde tedavi altında alındı.
| | |
|
Savcılara "Döngel" bilgilendirmesi
Berk tarih 07.09.2009, 16:47 (UTC) | | Merkez ilçeye bağlı Döngel köyünde, bahçesini sulamaya giden Ramazan Bozdoğan'ın ihbarı üzerine ortaya çıkarılan 7 lav silahı ile 15 el bombası ve 1 sis bombası Kahramanmaraş Adliyesinde korumaya alındı.
Lav silahları ve bombalar üzerinde yapılan incelemeler sürerken, Kahramanmaraş Cumhuriyet Başsavcılığı lav ve bombaların özelliklerine ilişkin, "Ergenekon soruşturmasını" yürüten cumhuriyet savcılarını bilgilendirdi.
Bu arada, BBP Avukatı Kemal Yavuz, Döngel köyünde bulunan lav silahları ve bombalarla, BBP'nin merhum genel başkanı Muhsin Yazıcıoğlu'nun hayatını kaybettiği helikopter kazası ile ilişkilendirildiği gazete haberlerine ilişkin görüşünün sorulması üzerine, soruşturmanın içeriğine ilişkin kendilerine bir bilgi ulaşmadığını, bu nedenle konuya ilişkin bir değerlendirme yapmayacağını bildirdi.
| | |
|
Titanikte batanların 4'ü Bingöllü çıktı
Berk tarih 07.09.2009, 16:46 (UTC) | | En ilginçlerinden bir tanesi de gemide ölenlerden 4'ünün Bingöllü olması.
TANRI BİLE BATIRAMAZ DEMİŞLERDİ!
Bingöl Kiğı’dan Trabzon’a, oradan deniz yoluyla İstanbul-Fransa-Marsilya’ya uzanan yolculuk, Titanik gemisinde son buldu. 1912 tarihinde batan Titanik gemisinde yaşamını yitirenlerin dördünün Bingöl Ermenisi olduğu ortaya çıktı.
Ünlü Titanik gemisiyle ilgili birçok senaryo yazılmış, bu senaryolardan gişe rekoru kıran filmler çekilmişti. Bunlardan en önemlisi olan James Cameroon’ın yönettiği 1997 yapımı olan 12 oscar ödüllü Titanic filmini biliyorsunuz. Peki kahramanları Bingöllü olan bir Titanic hikayesi ile hiç karşılaştınız mı?
Mehmet Ulusoy’un İngilizce belgeleri tercüme ederek yaptığı bir araştırma, Bingöl’ün Kığı İlçesinden göç eden Ermenilerin Titanik’te boğulduğu ileri sürüyor. Ulusoy, araştırmasının detayını hergep adlı internet sitesinde yayımlayarak, elindeki bilgileri kamuoyuna duyurdu. Geniş bilgilerin aktarıldığı araştırma yazısında, Bingöl’den göç eden Ermenilerin, yaya olarak Trabzon’a, oradan da deniz yoluyla Avrupa’ya, oradan da Amerika’ya işçi olarak çalışmak üzere göç ettiği belirtildi.
Bingöl’den Marsilya’ya
1880’li yıllarda Orta Avrupa’yı kasıp kavuran ekonomik buhran, Doğu Avrupa ve Ortadoğu’dan bir takım göç hareketlerine sebep olmuştu. Göçmen işçi olarak çalışmayı uman binlerce insan, ABD ve Kanada’ya doğru, bin bir yolu deneyerek yollara düştüler. Kiğı’dan (O dönem 20 bin Ermeni’nin yaşadığı tahmin ediliyor), Harput’tan, Muş’tan, Van’dan, Sivas’tan, Erzincan’dan yani tüm bölgeden grup grup insan, yollara düşüp, bir hafta yaya yürüyerek Trabzon limanına oradan da, kendirlini Avrupa’ya götürecek gemiyi bekleyecekleri Marsilya’ya gittiler. Deniz yoluyla önce İstanbul’a, daha sonra da Fransa’nın Marsilya’ya limanına vardılar.
Marsilya, Anadolu’dan göç eden göçmen işçiler için önemli bir liman durumundaydı. Çünkü Amerika yolculuğu için, yolculuk planlarının hemşeri ya da bir yakın bulma, iş ayarlama organizasyonlarının ilk ayağı Marsilya’ydı. Avrupa’dan Amerika’ya göç hareketinin en yoğun yaşandığı yer de yine Marsilya’ydı. Bu yüzden Anadolu’dan gidenler için, Marsilya adeta bir konaklama merkezi olmuştu.
Buluşma adresi Hotel Keghist
Marsilya’da bu göçmen işçi yoğunluğunu iyi değerlendiren girişimci bir Kiğılı, ‘HOTEL KEGHİST’ adında bir otel açtı. Bu otel kısa zamanda Marsilya’ya giden Kiğı ve Harput civarındaki herkesin ortak buluşma yeri haline geldi. Fransızca da Hotel Kiğılı manasına gelen “Hotel Keghist” uzun yıllar Anadolu’dan giden insanlarımıza ev sahipliği yaptı. Bu küçük şehir oteline gidip yerleşen her Kiğılı, büyük ilgi ve yardım gördü. Otelin işçi olarak göç edenlerin gideceği tek adres olma özelliğini taşıdığı belirtiliyor. Amerika o işçiler için yoksulluğu yenmenin, zengin olmanın tek kurtuluş yoluydu adeta.
Rüyalar ülkesi Amerika
Sadece 1911 yılında yaklaşık iki-üç bin Kiğılının göçmen işçi olarak Amerika’ya gittiği tahmin ediliyor. Kiğı merkez olmak üzere, belli başlı önemli Ermeni köyleri olan Temran, Zermag, Arek, Hopus, Ahpinag, Azapert, Horor, Sevgilik, Çerme, Harsak, Ekrek, Herdif gibi köylerden de kafilelerle insanın Amerika’ya gitmek için yollara düştüğü ileri sürülüyor.
Ölenlerden dördü Bingöllü
Birinci ve ikinci sınıf yolcu listesine baktığımızda, Anadolu’dan gelmiş herhangi bir yolcu ismine rastlanmazken, üçüncü sınıfta yolculuk yapan 6 Ermeni asıllı Türk ile karşılıyor. Titanik kayıtlarına göre Anadolu’dan gelmiş yolcuların 5’i Erzurum vilayetine bağlı Kiğı ilçesindendi. Diğeri ise Varto ilçesine bağlı Abosknak (şimdiki adı Akkonak) köyündendi. Anadolu’dan gelen bu altı Ermeni, kayıtlara göre işçi olarak tanımlandı. Bu Ermeniler Titanik gemisine, Fransa’nın Cherburg limanında binmişlerdi. Bu altı yolcudan dördü hayatını kaybetmişti.
Biri şans eseri kurtuldu
Titanik gemisine binme şansı bulamayan şanslı genç bir Kiğılı olanları şöyle anlatmıştı: Kendisiyle birlikte yedisi Kiğılı, dördü Muşlu, dördü de Erzincanlı olmak üzere, Karadeniz üzerinden Marsilya’ya gitmek için yedi gün boyunca köylerinden Trabzon’a doğru yürüdüler. Kötü koşullar altında uzun bir yolculuktan sonra Marsilya’ya vardılar.
Orada onlardan sıcak ilgilerini eksik etmeyen, yol yordam gösteren bir hemşeri oteli olan Hotel Kiğılı da kaldılar. Ne yazık ki bu genç Kiğılı çok şanslıydı. Cebinde beş parası kalmayan bu genç, bilet almak için Amerika’daki yakınlarından para bekliyordu. Posta havalesi ile gelecek para tam üç hafta gecikmişti.
Titanik gemisinin demir alıp okyanusa açılma günü gelip çattığında, bu şanslı Kiğılı bilet alamama üzüntüsüyle Titanik’e binememişti. Bir para havalesinin gecikmesi onu hayatta bırakmıştı. Ne yazık ki diğer beş Kiğılı onun kadar şanslı değillerdi. Onlar Titanik’e bilet almayı başarmışlardı.
Taraf
| | |
|
Bir aşk hikayesi
Berk tarih 07.09.2009, 16:45 (UTC) | | Sultanbeyli'de Muhammet Yazıcı (26) isimli genç sevdiği kız Zeynep Y.'ye kavuşabilmek için 65 gündür sevdiği kızın kapısında yatıp kalkıyor. Yolları ve duvarları 23 yaşındaki sevdiği Zeynep için aşk şiirleriyle donatan çılgın aşık amacına ulaşana kadar kapısında yatmaya devam edeceğini söyledi.
Kameraya konuşmak istemeyen çılgın aşık, ramazan ayı olmasına rağmen komşuların ikram ettiği yiyeceklerle sahura kalkıp iftar yaptığını söyledi. Muhammet, sevdiği kız Zeynep'le daha önceden 3 yıl beraber olduklarını ancak, geçen yıl kızın ailesinin memleketlerine gidip döndükten sonra her şeyin ters gitmeye başladığını anlattı. Kızın ailesinden babanın biraz ılımlı olduğunu söyleyen ancak annenin kendisine tepki gösterdiğini söyleyen Muhammet yine de aşkının peşini bırakmayacağını dile getirdi. Muhammet Yazıcı'nın böylesine büyük bir aşkla sevdiğinin peşinden koşmasına ibretle bakan mahalle sakinleriyse eli kolu bağlı olmanın sıkıntısını yaşıyor.
Çılgın aşığa ellerinden gelen desteği verdiklerini söyleyen mahalle sakinleri, “Tam 65 gündür burada yatıp kalkıyor, biz Muhammet'in durumuna çok üzülüyoruz. Aile bir türlü kabul etmiyor, Muhammet işi gücü olan düzgün bir çocuk biran önce kavuşmalarını istiyoruz" dedi. Ayakkabıcılık yaptığı belirtilen Muhammet Yazıcı sevdiği kızın evinin tam karşısında yatıp kalkarken, kızın kaldığı evin pencerelerinin kapalı olması dikkat çekti. Basın mensuplarını gören kızın ailesi kapı zilinin çalmasına rağmen cevap vermedi. Aşkı uğruna her şeyi göze alan Muhammet Yazıcı ise çekim yapılmasından utandığı için çareyi uzaklaşmakta buldu. Mahalle sakinleri iki gencin biran önce kavuşması için her şeyi yapacaklarını söylerken, ikilinin birlikte çekilmiş fotoğraflarını da gösterdi.
Mahalle sakinleri böyle bir devirde bu derece bir aşkı kendilerini çok şaşırttığını anlattı.
| | |
|
Gemi ikiye bölündü
Berk tarih 07.09.2009, 16:45 (UTC) | | Kilyos açıklarında demirli bulunan Kamboçya bayraklı bir yük gemisi karaya oturarak ikiye bölündü.
Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğü, Mersin'den Rusya'ya gitmekte olan geminin Kilyos açıklarında fırtınaya yakalanarak ikiye bölündüğünü bildirdi. İkiye bölünen geminin personelinin kurtarma çalışmalarının sürdüğü kaydedildi.
Konuya ilişkin Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğü'nden açıklama yapıldı. Açıklamada şöyle denildi:
“07.09.2009 tarih saat 17:00 civarında Kilyos açıklarında demirli vaziyetteki Kamboçya bayraklı Kramco isimli kuru yük gemisinin kırılması neticesinde batma tehlikesine maruz kaldığı ihbarının alınması üzerine derhal Kıyı Emniyeti 1 ve Kıyı Emniyeti 9 hızlı tahlisiye botları ile Kurtarma 3 römorkörü olay mahalline sevk edilmiştir.
Saat 17.00’da Kıyı Emniyeti 1 olay mahalline intikal etmiş, olay mahallinde iki kişinin denizde olduğu tespit edilmiş ve derhal kurtarma çalışmalarına başlanmıştır. Saat 17.35 itibarı ile denizde bulunan bir kişi kurtarılmıştır bir kişi de kara tahlisisye ekipleri tarafından karadan alınmak üzeredir.
Saat 17.40 itibarı ile kazazede geminin yaşam mahalli koparak gemiden ayrılmıştır.
Saat 18.00 itibarı ile toplam 7 kişi kurtarılmıştır. Çalışmalar devam etmektedir.”
| | |
|
|
|
|
|
|
|
|
Bugün 2 ziyaretçi (11 klik) kişi burdaydı! |
|
|
|
|
|
|
|